Sayfalar

Bu Blogda Ara

9 Mayıs 2012 Çarşamba

EKMEK İSRAFI


EKMEK İSRAFI
İnsanoğlu hayatını sürdürebilmek için çok çeşitli ihtiyaç maddelerini temin etmek zorundadır. Yiyecekten giyeceğe, barınmaktan ısınmaya, taşıttan zorunlu kullanım eşyasına kadar nelere muhtaç değiliz ki...

Fakir-zengin hepimizin günde üç öğünde bıkmadan yediğimiz ekmeğin soframıza gelene kadar ki hikayesini bir düşünelim. Eskilerin nân-ı aziz dedikleri bu vazgeçilmez gıdamız, ekmek halinde soframıza ulaşıncaya kadar hangi aşamalardan geçmiştir, hiç düşünüyor muyuz? Bugün 40-70 kuruş civarında elde edebildiğimiz bu nimet, acaba sadece maddî değeri ile mi ölçülmelidir? Tohum olarak tarlaya atıldıktan hasat edilmesi, değirmende un olması, hamur haline getirilerek pişirilmesi ve nihayet bize ulaşmasında kim bilir kaç kişinin alın teri vardır? Acaba çarşıdan buğday alarak kendimiz imal etmeye çalışsak, bu fiyata bu kalitede ekmek yapabilir miyiz? Ekmeği bize ucuz yedirmek için devletin ek katkısından haberdar mıyız? Bilerek veya bilmeyerek çöpe attığımız ekmeklerde bütün bir millet hakkının bulunduğunu hiç düşündük mü? Büyüklerimizin “Onda saçı bitmedik yetimin hakkı vardır” dedikleri kul hakkının bundan daha açık, daha çarpıcı bir misali olabilir mi?
Söz ekmekten açılmış iken bu konudaki müsrif davranışımızı daha açık belirtmek için birkaç çarpıcı örnek vermek isterim. Yurdumuzun sadece üç büyük şehrini ilgilendiren bu misal bile bizi dehşete düşürmektedir:
İzmir’de bir günde 550 bin kilo ekmek çöpe atılarak ziyan oluyor. İstanbul’daki çöplerin 1/6’ini ekmek israfı ile bütün Türkiye halkı bir hafta doyabiliyor. Ankara’nın ekmek israfı hiç de İstanbul ve İzmir’den geri kalmamaktadır.
Bizim gibi, nerede ise günlük besin ihtiyacının % 80’ine yakın kısmını ekmekten sağlayan bir millet için bu israf üzücü olduğu kadar dehşet vericidir de! Nüfusunun büyük çoğunluğu tarıma dayalı bir milletin israf yüzünden zaman zaman dışarıdan buğday alması ise açıklanması güç bir olaydır.
Hazreti Peygamber Efendimiz bir hadis-i şeriflerinde şöyle buyururlar: “Ekmeğe saygı gösterin. Zira Allah, ekmeği hürmete değer kılmıştır. Kim ekmeğe saygı gösterirse Allah da ona ihsanda bulunur.”
Bildiğimiz gibi ecdadımız ekmeğe son derece hürmet göstermişlerdir. Onlar sofrada ufalanan ekmek parçalarını atmazlar, bayatlayan parça ekmekleri de çorba ve diğer sulu yiyeceklerle tüketirler, çöpe ekmek dökmeyi ise, hiç mi hiç bilmezlerdi. Sevgili Peygamberimiz’in “Ekmeğe hürmet ediniz zira ekmek göğün ve yerin bereketidir. Sofradan düşen kırıntıları alıp yiyen kişiyi Allah mağfiret eder yolundaki buyrukları, sanki hayatlarının vazgeçilmez bir düsturu idi.
Ekmek israfına paralel olarak açığımız da o oranda artmaktadır. Dış ülkelerden buğday almak zorunda kalışımızın en büyük sorumlusu, önce bizler; bizim müsrif davranışlarımızdır! İhtiyaçtan fazla ekmek alarak tüketemeden çöpe atmamız, dışarıdan buğday almamıza sebep olmaktadır. Böylece gereksiz yere dış ülkelere döviz ödemek zorunda kalıyoruz. Halbuki o dövizleri çok daha hayati ihtiyacımız olan maddelerin alımında kullanabilirdik

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder